“Hocaefendiler”in gözden düşeni N. Erbakan, “O kadar da düşmemek, dükkânı kaptırmamak lâzım, çoluğun çocuğun geleceğini de düşünmeli” diyerek Numan Kurtulmuş ve ekibini Saadet Partisi’nden ve Milli Gazete’den uzaklaştırdıktan sonra, bilindiği gibi bu çevre yeni bir parti kurdu: Halkın Sesi Partisi ya da HASPAR.
Partinin kurucuları arasında solcuların da adı anıldı. Örneğin İKP’den (İşçi Kardeşliği Partisi), partinin eski başkanı Zeki Kılıçaslan’ın HASPAR’ın kurucusu olduğu duyuruldu. Kendisiyle söyleşiler yapıldı, “Sağ sol yoktur, ben burada da emekçilerin, ezilenlerin çıkarları için çalışacağım” gibi sözler sarf edildi. “Hayırlısı olsun, enteresan bir memleketteyiz zaten, pusulayı şaşıran şaşırana” denildi, geçildi.
HASPAR’la birlikte anılan bir diğer isim de sosyalist sol çevrelerin, özellikle iktisatçıların yakından tanıdığı hocalardan Cem Somel olmuştu. Bu yönde herhangi bir doğrulama gelmediği ve hatta tanıyanlar “Bu olsa olsa isim karışıklığıdır yahut hasparagastır” dediği için, kimse ciddiye almamıştı.
Ciddi çıktı!
EMEP üyesi ve Evrensel gazetesi yazarı olarak bilinen Somel, Ortadoğu Üniversitesi’nden ayrıldıktan sonra geçtiği Bolu İzzet Baysal Üniversitesi’nden “Bolu Gündem” gazetesine verdiği “EMEP’ten HAS PARTİ’ye” başlıklı söyleşiyle bu haberlerin “hasparagas” olmadığını ortaya koyuverdi!
Argümanlar yahut “inciler” Kılıçaslan’ınkiyle hemen hemen aynı: “Sağ, sol kalmadı, burada da mazlum söylemi var, kavramlar biraz farklı ama dert aynı, hadi hayırlısı!”
EMEP geleneğinin uzun yıllardır tekrar ettiği “işçinin sağcısı solcusu olmaz” söyleminin bu türden “komplikasyonlar”a yol açabileceği yahut “yan ürünler” verebileceği tahmin edilse de, bunun Cem Somel gibi nitelikli bir akademisyenden gelmesi şaşırtıcı bir şekilde.
Şu soru ve yanıtı ise “Marksizm okulu”nda , “Acaba Lenin en gerici sendikalarda bile çalışmak lazım derken, sendika yerine partiyi mi kastetti” dersi geçildikten hemen sonra, “Sol, sağ var mıdır, kendini nasıl ifade etmelidir” başlığında ders konusu olaral ele alınabilecek nitelikte:
“- Gazetemizde HAS Parti'nin Bolu il örgütünden arkadaşlarla da mülakat yaptık. İslamî bir dil kullanıyorlar.
- Müslümanlığını öne çıkaran arkadaşların sık sık kullandıkları terimler var; doğrudur. Mustazaf, mazlum, zalim, firavun gibi kelimeler kullanırlar. Başka siyasî görüşlerde olanlardan birçokları bundan rahatsız olur. Ben rahatsız olmuyorum. Dile bakmam. Önemli olan, o kelimelerle ifade edilen fikirlerin hangi sosyal ve ekonomik politikalara vardığıdır. Şayet söylenenler eşitliği, sosyal adaleti geliştiren, insanlar arasında ayırımcılığı kaldıran politikalara varıyorsa, bunun hangi kelimelerle ifade edildiğinin önemi yoktur.
Zamanla dil değişir. Adalet arayanların dilinin de değişmesi gerekebilir. Bazen kullanılan kelimeler, geçmişten kalma önyargılar uyandırır. Ya da sol ve sağ gibi, içi boşalır. O zaman siyasî dili yeni baştan inşa etmek gerekir.”
Bu “enteresan” röportajın tamamı için şu adrese bakabilirsiniz:
http://www.bolugundem.com/shownews.php?opt=manset&id=4769Google’da “haspar” diye arama yapmanıza ise gerek yok. Bursa, Yeni Kestel Sanayi Bölgesi’nden “HASPAR, Asansör San. Ve Tic. Ltd. Şti.”nin adresi geliyor.
Ama yoksa... asansör falan derken... inip çıkmak filan... bunun da bir bağlantısı olmasın sakın?.. Hasss...