SOL TARTIŞMASINDAN BİŞEY ANLADIYSAM…
İki-üç gönce gazeteleri karıştırıyordum internette, Taraf Gazetesi’nde Metin Altınok’un son yazısını okuyordum. Yazıyı okurken de uzun süredir sohbet edemediğim bir arkadaşımla sohbet ediyordum. Daha önce de yazdığım gibi uzun süre gazeteleri ve haberleri takip etmediğimden beni atladığım haberlerle ilgili bilgilendiriyordu. Numan Kurtulmuş’un başkan olduğu Halkın Sesi Partisi’nden söz ediyordu. Kurucular arasında ne kadar solcu olduğunu, sloganlarının çok önemli olduğunu anlattı. Bir ara CHP ve EDP birleşme görüşmeleri bile yapmış. Şaşkın şaşkın dinlemeye okumaya devam ettim yazdıklarını. O sırada Altınok’un ya-zısında bir paragrafa gözüm takıldı: “Şimdi de ******’ı, Sav’ı tasfiye edip yerine, canımız, çocuğumuz Ceylan Önkol’dan gazetedeki köşesinde “leş” diye bahsedebilen bir acayip akademisyeni ve KCK davasına Kürtleri “azınlık” bile saymayan Süheyl Batum’u ikame eden “yeni” CHP ile EDP, HAK-PAR, DSİP gibi bu ülkenin gerçek sol partilerini “tecrit” etmek için bir cephe oluşturmaya çalıştıklarını öğrendiğimiz kesimlerin ittifakına destek vermemizi istiyorlar.”
EDP, HAK-PAR ve DSİP’in bu ülkenin gerçek sol partiler olması kafamı karıştırdı. Ne yalan söyleyeyim, HAK-PAR’ı fazla bilmiyorum, bu benim ayıbım. Ama neden gerçek sol partiler olduğunu merak ettim. Tahmin ettiğim gibi çıktı, bu “Gerçek Sol Parti”ler referan-dumda “Evet” oyu kullanmış. “Gerçek Sol Parti” olmak için sadece “Evet” oyu yetmez dedim kendi kendime ve biraz araştırdım, bu üç parti de üniversitelerde türbana “Evet” diyorlar. Eh daha ne istersiniz ki, yeter de artar bile. Parti programları, hedefleri, parti meclisinde yada yö-netiminde kimler var bunların çok önemi yok bence.
Ben de Altınok’un yazısının bu bölümünü arkadaşıma e-mail olarak gönderdim. “Doğru yazmış!..” diye yanıtlayınca ne diyeceğimi yada yazacağımı şaşırdım. Önce şunu anlatmaya çalıştım, bir ülkede değişik sol yada sağ partiler olabilir ama bunların sadece bir tanesi kişiye göre “GERÇEK” olandır ve siz inandığınız o gerçek partiyi destekler ve oyunuzu ona ve-rirsiniz. Üç partiyi birden “Gerçek Sol” diye adlandırdığınızda üç partinin de programının bir-birine çok yakın olması gerekir. Oysa bu partilerin programlarının birbiriyle alakası bile yok. Diyeceksiniz ki parti programlarını okudun mu, hayır okumadım ama birisi Kürt çizgisinde, diğeri EDP daha önce yazdığım gibi Sorosyalist bir çizgide, diğeri de Troçkist bir parti.
Üç değişik çizgideki partiler nasıl oluyor da ülkenin “Gerçek Sol Parti”leri oluyor ben anlamadım. Ara verdikten sonra yazdığım yazıya dayanıyor sorun, demokratlığınız AKP yada MHP’ye yakınlığınızla ölçülüyor. Demokrasiden nasibini almayan partilerin yakınında olmak, referandumda ona göre tavır almak, kadının özgürlüğünü savunmak adına kadının erkekler ta-rafından kapatılmasını savunmak sizin yada partilerin ne kadar demokrat yada son moda de-yimle “Gerçek Sol” olduğunuzu belirliyor.
Yarın da CHP’nin “Sol” içindeki yerini ve neden bilhassa AKP taraftarı gazetecilerin son dönemde CHP’yle bu kadar uğraştığını yazmaya çalışacağım.
Ahmet Nesin
